Öncelikle tüm annelerin, anne yerine annelik edenlerin, anne yarılarının, anne olmak isteyenlerin ve hasretle anıların tüm melek annelerin Anneler Günü Kutlu Olsun…
Anneler gününe özel sizler için Philips Kişisel Sağlık Türkiye Ülke Müdürü Sibel Yıldız ile hem anneliğe dair hem de Philips’in kadın çalışanlarını destekleyici projelerini konuştuk.
- Kısaca sizi tanıyabilir miyiz? Sibel Yıldız kimdir?
Ben her şeyden önce biri 7.5 diğeri 4.5 yaşında iki kız çocuk annesiyim. Yaklaşık 18 yıldır aktif olarak iş hayatının içerisindeyim. Farklı sektörlerde satış ve pazarlama alanlarında yöneticilik yaptım. 14 yıldır Philips’te çalışıyorum ve şu anda Philips Kişisel Sağlık Türkiye Ülke Müdürü olarak görevimi sürdürüyorum.
- Anne olduğunuzda ilk ne hissettiniz, hayatınızda neler değişti?
Anne olduğumda tarifsiz duygular hissettim, böylesi bir mucizeyi yaşadığım için öncelikle şükrettim. Anneliğin keyfini çıkarmaya odaklandım ve hiçbir zaman kaygılı bir anne olmadım. Çocuklarımla beraber kendimi de büyüttüm diyebilirim. Anne olduğumda iş hayatının eril enerjisinin bize dayattığı ben merkezci yönümden ziyade dişil enerjimin güzelliğini ve özelliğini fark ettim.
Annelik ve dişil-eril dengesini sağlayabilmemle birlikte genel olarak empati, yaratıcılık, ilham verme ve dinleme becerilerim de ciddi anlamda gelişti. Anne olduktan sonra kariyerime aynı hızla devam ettim. Her çalışan anne gibi zaman zaman zorlandığım bir tempo oldu ama şikâyet etmek yerine her konuda denge sağlamaya odaklandım. Bu anlamda yoga, meditasyon, mindfulness pratikleri bana çok faydalı oldu. Başka bir deyişle, dalgalarla boğuşmak yerine sörf yapmayı öğrenip keyif almaya çalıştım.
- İş hayatınızdaki kimliğiniz ile annelik yaşantınız arasında nasıl bir ilişki kurdunuz?
Yoğun iş hayatında bir annenin, gerek kariyer gerekse özel hayatında bir takım sınırları net olarak çizmesi gerektiğine inanırım. Anne olduktan sonra özellikle dikkat ettiğim ve kendimi geliştirdiğim konu, iş-aile yaşamı ve özel hayat arasında bir denge sağlayabilmekti. Yoğun çalışan bir anne olarak, iş-özel hayat dengesini kurarak, hayatta önce kendi maskemi kullanmanın (mutlu anne, mutlu çocuk; mutlu lider, mutlu ve başarılı ekip) ne kadar önemli olduğunu fark ettim. Bu uzun soluklu yolculukta mutlu, istikrarlı ve dengeli ilerleyebilmemi sağlayan bir diğer önemli konu da her şeye rağmen kendime de zaman ayırmayı ihmal etmemem olduğunu söyleyebilirim.
- Cinsiyet eşitliği ve kadınların iş hayatında yerinin çoğalması ile ilgili birçok projede adınızı duyuyoruz 🙂 Çalışmalarınızdan bahseder misiniz?
İnsanı işin merkezine alan lider sağlık teknoloji şirketlerinden biri olarak, insan kaynakları stratejimizin temelini ‘kapsayıcılık ve çeşitlilik’ oluşturuyor. Çeşitlilik ve kadınların iş gücüne katılımı konusunda pek çok proje ve uygulama hayata geçiriyoruz. Kadınların iş gücüne katılımını sosyal sorumluluk projelerimizle de destekliyoruz. Philips Orta Doğu ve Türkiye’de çok yönlü tasarlanarak gerçekleştirdiğimiz “Women Leadership” gelişim programı kapsamında, kadın çalışanların kariyer hayatlarında özgüvenli ve emin adımlarla ilerlemelerini sağlıyoruz. Bununla beraber kadın liderlerimizi, Philips’teki deneyimlerini paylaşmaları amacıyla kurum dışında gerçekleşen etkinliklerde yer almaları için teşvik ediyoruz.
Üst düzey pozisyonlarda kadın liderlik oranımızı 2025 yılı sonuna kadar yüzde 35’e çıkarmayı hedefliyoruz. Gururla söyleyebilirim ki; Philips Türkiye’de yönetim kurulumuzun yüzde 100’ü ve yöneticilerimizin de yüzde 52’si kadınlardan oluşuyor. Philips olarak hem kadın çalışanlarımızın hem de tüketicilerimizin yaşamlarını kolaylaştıran projelerimizi hayata geçirerek, “Kadın Dostu Şirket” olduğumuz için kendimizle gurur duyuyoruz. Kadınların hayatlarına dokunduğumuz projelerimizle fark yaratıyoruz ve yaratmaya da devam edeceğiz.
2015 yılında başlattığımız ‘Süt Saatim Projesi’ ile “Anne Dostu İş Yeri” olmanın önemi konusunda farkındalık yaratıyoruz. “Annelerden annelere ilham veren hikâyeler” sloganıyla 2016 yılının Nisan ayında ilkini gerçekleştirdiğimiz “Anneler Konuşuyor” projesini hayata geçirdik. Bu projemizde, farklı hikâyelere sahip, birçok ilham veren anneyi tek bir platformda buluşturduk ve dijital alanda paylaşılan videolarıyla milyonlarca insanı bir araya getirdik.
Sonuç olarak, “Kadın Dostu Şirket” olmanın sorumluluklarının bilincindeyiz ve bu alanda kadınların iş gücüne katılmalarını sağlamayı ve liderlik yönlerini desteklemeyi sürdüreceğiz.
- Philips Avent Süt Saatim Projesi ile başvuruda bulunan şirketlere nasıl bir danışmanlık veriyorsunuz ve 2015’ten beri bu proje ne kadar başarılı oldu?
Sağlıklı gelecek nesillerin yetiştirilmesi için anne sütü ve sürdürülebilir emzirme çok önem kazanıyor. Anne sütü bebeğin hem sağlık hem de psikolojik gelişimini etkilerken, bebekle anne arasında olan güven duygusunun da gelişmesine yardımcı oluyor.
Yaptığımız araştırmalarda, doğum izninden dönen annelerin, bebeklerini emzirmeye devam etmelerinin önündeki en büyük engelin; şirketlerinde süt sağabilecekleri özel ve hijyenik bir alanın bulunmaması olduğunu tespit ettik. Araştırmaya katılan kadınların şirketlerde süt sağma odası varsa bunun kadın çalışana verilen önemi (yüzde 85) ve motivasyona olan desteği (yüzde 70) gösterdiğini söylemesi üzerine bu projemizi başlattık.
Geçtiğimiz yıl IPSOS iş birliği ile üçüncüsünü gerçekleştirdiğimiz, ‘Türkiye Sağlık Trendleri Araştırması’nın sonuçları da bebeğin beslenmesinin ve anne sütünün öneminin altını çizdi. Çocuk bakımı ve sağlığı konusunda 3 yaşından daha küçük çocuğu olan annelerin önem verdiği konuların başında bebeğin beslenmesi yer alıyor.
Bu verilerden de yola çıkarak, görüyoruz ki her ne kadar anneler bebeklerinin beslenmesini çok önemsiyor olsa da anneler doğum izninin ardından çalışma hayatına döndüğünde psikolojik olarak zorlanabiliyor. Bu kutsal ve bir o kadar önemli dönemde annelerin ihtiyaç duyduğu tek şey ise bebeklerini anne sütü ile yeterince besleyebilmek ve bunun için de hijyenik, konforlu ve mahremiyeti olan bir ortamda süt sağabilmek. Biz de bu bilinç ile yola çıkarak çalışan annelerimize destek olmak amacıyla ‘Philips Avent Süt Saatim Projesi’ni hayata geçirdik.
Projemize 2015 yılındaki Emzirme Haftası’nda başladık ve şu ana kadar 240’ın üzerinde şirkette ve 30 binin üzerinde kadına ulaşmayı başardık. Süt Saatim projemize dahil olmak için kurumlarda bulunması gereken; koltuk, buz dolabı, lavabo ve musluk, kişisel eşyaların koyulacağı, kilitlenebilen bir dolabın ve odanın girişinde meşgul/müsait olduğunu gösteren bir ibarenin yer alması gibi kriterler var. Bu kriterleri sağlayan ve fotoğrafları bizimle paylaşan kurumlar, Süt Saatim projesine dahil olabiliyor. Biz de bu kurumlara Elektronik Göğüs Pompası, Elektronik Sterilizatör, Süt Saklama Kapları ve Süt Saklama Poşetleri’ni ücretsiz olarak gönderiyoruz.
Süt Saatim projesini, Orta Doğu’da da uygulamaya başladık. Gurur duyduğumu bu projemiz; 2022 Farkındalık Ödülleri’nde ‘Kadın İstihdamı ve İşte Fırsat Eşitliği’ kategorisinde ‘Kadın Dostu Marka Ödülü’nü, ve 2018 yılında Sürdürülebilirlik Akademisi’nin düzenlediği Sürdürülebilir İş Ödülleri’nde ‘Kadının Güçlendirilmesi’ kategorisinde ödül aldı. Ayrıca bu projemizle, Ülker Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu Stadı’nda oluşturulan Emzirme ve Bebek Bakım Odası, ‘Dünya’da İlk Anne Bebek Dostu’ Stadyumu unvanını kazandı.
- Son olarak taze annelere tavsiyeleriniz nelerdir?
Tüm kadınlara ve annelere tavsiyem; her şeyden önce yardım istemekten çekinmemeleri olacaktır. Özellikle anneliğin ilk döneminde, kendilerine zaman ayırmayı unutmamalarını, başkalarından önce kendi maskelerini takmayı ihmal etmemelerini ve kaygıları bir yana bırakıp anneliğin her anından keyif almaya çalışmalarını yürekten öneriyorum
Soruları cevapladığınız için teşekkür ederiz…
Anneler gününüz kutlu olsun…
Röportaj: Şeyda Mansıroğlu